Takvimler 2030’u gösterdiğinde, İslam dünyasında oldukça ender yaşanan bir olay gerçekleşecek: Aynı miladi yıl içerisinde iki ayrı Ramazan ayı başlayacak. Bu durum, sadece dini açıdan değil, astronomi ve takvim hesaplamaları açısından da dikkat çekici bir fenomendir. Peki bu nasıl mümkün oluyor?

Bunun cevabı, İslam takvimi olarak bilinen Hicri takvimin yapısında saklı. Hicri takvim, Dünya’nın Güneş etrafındaki hareketine göre değil, Ay’ın Dünya etrafındaki döngüsüne dayanır. Ay takvimi, her ayı 29 veya 30 gün olarak hesaplar ve bu nedenle bir Hicri yıl, yaklaşık 354 gün sürer. Buna karşın miladi (Gregoryen) takvim, Güneş yılına göre hesaplandığından 365 gün içerir. Bu fark, her yıl Hicri takvimin yaklaşık 10-11 gün geri gitmesine yol açar.

Bu kayma, Ramazan ayının her yıl bir önceki yıldan daha erken başlamasına neden olur. Örneğin bir yıl Ramazan yaz aylarındaysa, birkaç yıl içinde bahara, ardından kışa doğru kayar. 2030 yılına gelindiğinde ise bu kayma o denli hızlanmış olacak ki, yılın başında bir Ramazan tamamlandıktan sonra, yıl sonuna doğru bir Ramazan daha başlayacak.

İlk Ramazan, 5 Ocak 2030 tarihinde başlayacak ve Şubat ayının başlarına kadar sürecek.

İkinci Ramazan ise, 26 Aralık 2030’da başlayacak ve 2031 yılının Ocak ayına sarkacak.

Bu olağanüstü takvim çakışması sayesinde Müslümanlar aynı yıl içerisinde iki kez oruç tutacak, iki kez Ramazan Bayramı kutlayacak. Bu durum her yıl yaşanmaz; yaklaşık 30 ila 33 yılda bir meydana gelir. En son 1997 yılında benzer bir olay yaşanmış, bir sonraki benzer durumun ise 2063 civarında gerçekleşmesi bekleniyor.

Bu tür nadir zaman dilimleri, dini ve kültürel yaşamı şekillendirdiği gibi, takvimlerin nasıl işlediğine dair farkındalığı da artırır. Aynı zamanda gökyüzü olaylarının, insan yaşamı üzerindeki etkilerini gösteren çarpıcı örneklerden biridir. 2030 yılı bu anlamda hem ibadet açısından yoğun, hem de takvimsel olarak tarihi bir yıl olmaya aday.