Türkiyenin en çok okunan viral web adresi..

dişleri etkileyen hastalıklar

Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri Ağız ve Diş Sağlığı Bölümleri, diş hekimliği kapsamında yer alan bütün ağız ve diş hastalıklarını, modern teknoloji, kaliteli ve hasta odaklı hizmet anlayışıyla tedavi etmektedir.Riskli hastalara özel diş tedavisi
Özellikle kardiyak problemi olan ya da cerrahi açıdan da riskli bulunan hastalar Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri bünyesindeki Ağız ve Diş Sağlığı Bölümleri’nde tecrübeli diş hekimleriyle tedaviye alınmakta, tüm diş problemleri titizlikle çözülmektedir. Diş beyazlatma, diş çekimi, diş ağrısı, dişeti çekilmesi, dişeti kanaması, diş dolgusu, diş gıcırdatma gibi sorunlarda da hizmet veren Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri Ağız ve Diş Sağlığı Bölümleri’nde diş ağrıları korkutucu bir sorun olmaktan çıkmaktadır.

Ağız ve diş sağlığı bölümü uygulamaları
Memorial Sağlık Grubu Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde online randevu sistemiyle diş hekimlerine rahatlıkla ulaşılabilmekte, diş sağlığına kolayca kavuşulabilmektedir. Özel bir diş hastanesine gitmeden, Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri’nde verilen Ağız ve Diş Sağlığı hizmetleri şu şekildedir:

Koruyucu diş hekimliği

Estetik diş hekimliği

Protetik diş tedavisi

Diş beyazlatma

Ortodonti

Ağız-Diş-Çene Hastalıkları ve Cerrahisi

Total-Parsiyel protezler

Diş eti hastalıkları

İmplant

Dolgu ve kanal tedavisi

Yüz travmaları

20 yaş dişi tedavisi

Diş ağrısı

Koruyucu Diş Hekimliği:

Süt diş dizisi ve bunu izleyen karma diş dizisi, çocuğun büyümesinin en aktif olduğu dönemde gelişir. İlk süt dişi 6. ayda çıkmaya başlar. Değişik grup süt dişleri, dönem dönem düşer ve yerlerini kalıcı süt dişlerine bırakırlar. Bu durum, 12 yaşına kadar sürer. Bu süreçte, erken süt dişi kayıpları çene gelişimini etkileyerek, estetik ve konuşma bozukluklarına yol açabilir. Kalıcı dişlere uygulanan tüm tedaviler süt dişlerine de uygulanabilir.

Çocuk dişlerinin tedavileri pedodonti alanına girer ve bu alan, uzman yaklaşımı gerektiren ayrı bir diş hekimliği dalıdır. Ayrıca, çocuğun büyüme sürecinde iskeletsel çene gelişimi, ayrıca bir ortodonti uzmanı tarafından kontrol altında tutulmalıdır. Kliniğimiz bu konularda uzman hekimleri ile gelişim çağındaki çocukların sağlıklı bir diş ve ağız yapısına sahip olmalarını sağlayacak önlemleri almakta ve tedavileri uygulamaktadır

Diş çürüğüne karşı etkin koruma
Koruyucu diğer iki tedavi yöntemi de süt dişlerinin çürüğe direncini artırmak için uygulanan, “topikal flor ile çürüğe eğilimli bölgelerin kapatılması” anlamına gelen fissür sealant’tır. Çocuk 6 yaşına geldiğine, ilk kalıcı diş olan 1. büyük azı dişi ağızda yerini alır. En uzun süre ve en çok fonksiyon gören bu dişler, mutlaka fissür sealant topikal flor uygulaması ile çürüğe karşı korunmalıdır.

Diş sağlığı için erken önlem
Erkenden alınacak önlemler ve koruyucu amaçlı küçük müdahaleler, çocukların ileri yaşlarda sorunsuz gülümsemelerini sağlar. Tüm bunların sonucu olarak süt dişlerine sahip çocuklarda ağız diş sağlığına büyük önem vermek gerekir. Çocukların ilk 6 yıllık ağız diş sağlığından tamamıyla ebeveynleri sorumludur. Bu dönemde çocuklara ağız diş sağlığının önemi öğretilmelidir.

Estetik Diş Hekimliği
Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde yalnızca ağız, diş sağlık problemlerinin tedavisinde değil, ağız ve diş estetiğinde de çeşitli çözümler sunulmaktadır. Lamine, porselen vener, diş eti düzenlemeleri, beyazlatma yöntemleriyle, hastaya yeni bir gülüş sağlamamız mümkün olmaktadır. Estetik diş hekimliği alanında yapılan uygulamalar şöyledir:

Gülüş Tasarımı: Gülüşünüzden memnun değilseniz bilgisayar yardımıyla dişlerinize yapılacak işlemleri önceden görebilirsiniz. Dişlerinize işlem yapılmadan işlem öncesi çekilen fotoğraflarınızın bilgisayar ortamına aktarılıp, dijital olarak işlenmesi ile cosmetic imaging programları yardımıyla, işlem sonrası sahip olacağınız gülüş hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.

Beyazlatma: Diş fırçalayarak veya diş taşlarının temizlenmesi gibi yüzeysel temizlik işlemleriyle giderilemeyen, dişlerin yapısından kaynaklanan ve kötü görünüme yol açan renklenmeler, diş beyazlatma (bleaching) yöntemiyle giderilebilir. Dişlerinize zarar vermeden kalıcı temizlik sağlayan Diş Beyazlatma Sistemi, şimdi Memorial Hastanesi’nde!

Diş beyazlatmada Light Emiting Diode yöntemi yani LED, ışık kaynağı ve özel beyazlatma jeli ile uygulanmaktadır. Gelişmiş bir teknolojinin ürünü olan LED yönteminde uygulama sonrası hassasiyetin yok edilme başarısı yüksek düzeylerdedir. Şu ana kadar uygulanan beyazlatma sisteminde yüzde 38 olan hidrojen perolmit oranı yüzde 15’e inerken, LED ile memnuniyet yüzde 100 oranlara çıkmaktadır. LED yöntemi ile 8 kat daha beyaz dişlere kavuşulurken, uygulama bir saat sürmektedir. Amerika’da yapılan klinik araştırmalarla güvenilirliği kanıtlanan Beyazlatma Sistemi, diş minesine ve dolgulara zarar vermez. Ayrıca tamamiyle ağrısızdır.

Laminate Venerler:

Bu prosedürün tamamlanması takriben üç aşamadır.

1. İlk randevuda, sahip olmak istediğiniz gülüş dizaynı üzerinde çalışılır, bilgisayar destekli gülüş tasarımı ile birçok gülüş arasından size uygun olan seçilerek sahip olmak istediğiniz gülüşe karar verilir.

2. Bir sonraki ziyaretinizde, yapılacak olan dişleriniz şekillendirilmiş ve maketleri hazırlanmış olur ve bu aşamada ağzınızda bunlar denenerek uygun olup olmadığına karar verilir.

3. Son ziyaretinizde rengi ayarlanmış olan porselen venerler yapıştırılır.

Porselen laminate venerler diş rengi, boyutları ve şeklini değiştirmek için uygulanabilecek en etkili ve en konservatif yöntemdir. Kötü renkleşmeleri maskelemek ya da diş şeklini değiştirmek için ön diş yüzeyine yapıştırılırlar ve tekrar renkleşmeye karşı dirençlidirler.

Porselen laminate venerler çok ince porselen yapraklardır ve dişlerin ön yüzlerine bonding denilen bir işlemle yapıştırılırlar. Bu prosedür takma tırnak gibidir. Kalınlıkları bir lensin kalınlığından daha fazla değildir ve diş yüzeyinden çok az aşındırma yapıldığı için konservatif ve zararsız bir işlemdir.

Gülüşünüzü değiştirmek ve daha hoş hale getirmek için laminate venerler sizin için ideal bir çözüm olabilir. Anestezi yapılmasını bile gerektirmeyen bu işlem, daha beyaz dişlere sahip olmak, renkleşmeleri kapatmak, gülüşünüzü daha iyi hale getirmek için alternatifsiz bir çözüm olabilir. Ayrıca yapıldıktan sonra kahve, çay ve hatta sigara renkleşmelerine karşı yüksek direnç gösterir ve tekrar renkleşmez. Estetik açıdan diğer restoratif seçeneklerle kıyaslanamayacak kadar üstündür.

Protetik Diş Tedavisi
Metal Desteksiz Full Porselen Kuronlar

Metal desteksiz kuronlar güçlendirilmiş porselenden yapılırlar. Kuronların görüntüsünü pek çok şey etkilese de en önemlisi ışığa verdikleri tepkidir. Doğal dişler ışığı geçirir. Bunun sonucu olarak da dişte derinlik ve canlılık ortaya çıkar. Metal desteksiz porselen kuronların (full porselen) ışık geçirme özelliklerinden dolayı, derinlik ve canlılıkları daha fazladır böylece doğal dişe en yakın sonuçlar elde edilir.

Doğal görünen dişler için uygulanıyor

Full porselenler ışığı geçirdiklerinden doğal diş yapısına çok benzer bir estetik oluştururken, çok iyi yapılmış bile olsa metal porselenlerde bir donukluk ve yapaylık vardır. Bu nedenle özellikle ön dişlerde full porselenler tercih edilir. Metal destekli porselenler bazı ışıklarda (disko, fotoğraf makinası flaşı vb) ağızda yokmuş gibi koyu renk bir boşluk görüntüsü verirler. Full porselenler ise aynı doğal diş gibi her türlü ışığı geçirirler.

Alerji riski olmadan porselen diş uygulaması

Metal destekli porselenler mekanik olarak dişe yapıştırılırlar. Full porselenler ise mekanik ve kimyasal olarak dişe tutturulur. Bu yüzden metal desteklilere göre tutuculukları çok daha yüksektir. Alt yapısında metal olmadığı için kuron – diş eti hizasında koyu renk bir çizgi olmaz. Daha estetik bir görüntü sağlanır. Diş eti çekildiğinde, full porselenler estetik görünümlerini korurlarken, metal porselenler diş ile birleştikleri bölgede kötü bir görüntü oluştururlar. Alt yapıda kullanılan bazı metallere karşı (nikel vb.) oluşabilecek allerji riski full porselenlerde yoktur.

Metal Desteksiz Köprüler

Metal Desteksiz Köprüler güçlendirilmiş porselenin özel makinalarda sıkıştırılması ile elde edilir. Özellikle ön dişlerde, ışık geçirgenliğinin çok iyi olmasından dolayı tercih edilir.

Metal Desteksiz Zirkonyum Esaslı Köprüler

Bu sistemde alt yapı olarak metal yerine beyaz bir renk olan zirkonyum alaşım kullanılır. Sistemin en büyük avantajı, ulaştığı çok yüksek dayanıklılıkla, arka bölgedeki köprülerde tam estetik bir görünüm sağlamaktır.

Total-Parsiyel Protezler

Ağzında diş kalmayan ya da diş eksikliği olanlara uygulanan protezler hem doğal bir diş görüntüsü kazandırır hem de ağız sağlığının olumsuz etkilenmesini engeller. Protez için iki ayrı yöntem uygulanır:

Total Protezler

Total protezler eğer ağzınızda hiç diş kalmadıysa yapılabilecek bir uygulamadır. Alt ve üst çenede kalan kemik dokusu üzerinden destek alarak vakum kuvveti ile ağızda kalabilen, akrilikten üretilen, halk arasında ‘damak protez’ olarak da adlandırılan diş protezleridir. Normal şartlarda kullanımı zordur, implant yapılamadığı özel sağlık koşullarının geçerli olduğu durumlarda uygulama alanı bulmaktadır. Günümüzde modern diş hekimliğinin bugün geldiği noktada çok fazla kullanımı kalmamıştır.5 yılda bir yenilemek gerekir, sağlık açısından total protezlerde porselen diş kullanmak genelde doğru değildir, bu sebeple plastik diş kullanılır fakat bunlarda renkleşmelere sebep olabilmektedirler. Bunun içinse protezinizi temizlemek için eczanelerde satılan özel preparatlar ile temizliğini gerçekleştirebilirsiniz.

Parsiyel Protez

Parsiyel protez eksik dişler sebebiyle oluşmuş olan boşlukları doldurarak gülüşünüzü tamamlar. Bununla beraber parsiyel protez sadece estetik değil fonksiyonel olarak da kayıp dişler sebebiyle düzgün bir şekilde gerçekleşmeyen çiğneme fonksiyonunu da yerine getirmenize yardımcı olur. Beraberinde konuşmanızda oluşan fonetik problemleri de gidererek kelimeleri daha düzgün bir şekilde telaffuz etmenize yardımcı olur. Diş eksikliği sebebiyle kaybolan doku desteğini de sağlayarak dudak ve yanakları destekler ve bu şekilde yüzde oluşan çökme ve sarkmalar da giderilebilir. Parsiyel protez bir çok diş eksikliği mevcut olduğu durumda çözüm olarak implant ya da sabit köprü protezleri yapılamıyorsa kullanılan takılıp çıkartılabilen bir uygulamadır. Bu protez ağızda kalan dişlere kroşeler yoluyla tutunabileceği gibi dişlere yapılan kuronlarla iç tarafa gizlenen hassas tutucular ile de tutturularak daha estetik bir görüntüye kavuşturulabilirler.

Ortodonti
Ortodonti çapraşık dişlerin düzeltilmesi, diş, çene ve yüzdeki uyumsuzlukların giderilmesi ile ilgilenen bir bilim dalıdır. Dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile önemli bir estetik sağlandığı gibi, ağız ve diş sağlığına da pek çok katkıda bulunulur. Çapraşıklıkların giderilmesi ile bu bölgelerin daha kolay ve etkili temizlenmesi sağlanır, böylece çürük ve dişeti hastalıklarının önüne geçilmiş olur. Ayrıca dişlerin ve çenelerin birbiriyle kapanışları düzeleceği için daha sağlıklı çiğneme fonksiyonu kazanılmış olur. Çocukların yaklaşık olarak 7 yaşına geldiğinde, bir ortodonti uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ortodontik tedavi basamakları şu şekilde olmaktadır:

1. Sabit ortodontik apareyler: Diş üzerine yapıştırılan braketler ile yapılan tedavi şeklidir. Braketler metal ya da porselenden olabilir. Diş rengindeki porselen braketler estetik olarak hiçbir rahatsızlık vermezler.

2. Hareketli ortodontik apareyler: Hastanın kendisinin takıp çıkarabildiği apareylerdir. Daha basit vakalarda uygulanırlar.

3. Çene ortopedisi: Alt ve üst çenenin birbirine göre bozulan ilişkilerini küçük yaşlarda yüze takılan özel apereylerle düzeltmeyi amaç edinen bir ortodonti alanıdır. Çoğu zaman ortopedik tedavi (çenelerin uyumu sağlanır) ve ortodontik tedavi (dişlerin kapanış uyumu sağlanır) birlikte yürütülür.

4. Ortognatik cerrahi: Ortodontik veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlarda ortognatik cerrahiye başvurulur. Çene ve yüzde oluşan bozukluklar doğuştan ya da kaza ve hastalıklara bağlı olarak sonradan ortaya çıkabilmektedir. Çenelerin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu hastalarda hem estetik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara yol açmaktadır. Gelişen üstün teknoloji ve cerrahi teknikler ile bu bozuklukların düzeltilmesi sağlanabilmektedir.

5. Invisalign: Bazı basit vakalarda braket kullanmadan, şeffaf kalıpların kullanımıyla çapraşıklıklar artık düzeltilebilmektedir. İki haftada bir değiştirilecek olan hastaya özel bu kalıpları günde yaklaşık olarak 20 saat takmak gerekmektedir. Her tedavi ortalama 60 çift (alt-üst çene) farklı düzeltici kalıp gerektirmektedir. Tedavi süresi braketlerle yapılan tedavi süresine yakındır. Vakaya göre 6 ay ile 24 ay arasında değişir.

Yetişkinlerde Ortodonti: Ortodontik tedavi için yaş sınırlaması yoktur. Dişleri çevreleyen kemikleri sağlıklı olan herkese ortodontik tedavi uygulanabilir. Ayrıca artık braketler diş renginde porselenden yapılmaktadır. Böylece braketlerinizi kolay kolay kimse fark edemez. Tedavi, hastanın problemi ve yaşına göre 3 ay ile 30 ay arasında sürer.

Diş Eti Hastalıkları
Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70’inden periodontal hastalıklar sorumludur. Periodontal hastalıklar erken dönemde teşhis edildiklerinde kolay ve başarılı bir şekilde tedavi edilebilirler. Periodontal hastalıklar dişeti iltihabı (gingivitis) ile başlar. Gingivitis periodontal hastalığın erken dönemidir. Bu dönemde dişetleri kanamalı, kırmızı ve hacim olarak büyümüştür. Erken dönemde çok fazla rahatsızlık vermeyebilir. Diş fırçalama esnasında kanama en önemli belirtidir. Tedavi edilmezse hastalık periodontitise ilerleyerek dişeti ve dişleri destekleyen alveol kemiğinde geriye dönüşsüz hasar oluşturabilir. Bunun yanında diş eti hastalıklarının en büyük dezavantajı ağız kokusuna neden olmasıdır.

Periodontitis; periodontal hastalıkların daha ilerlemiş bir safhasıdır. Dişleri destekleyen diğer dokularla birlikte alveol kemiğinde de hasar oluşur. Diş-dişeti arasında “periodontal cep” oluşur. Periodontal cep varlığı infeksiyonun yerleşimini ve hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Hastalık ilerledikçe dişler sallanmaya başlar ve diş kaybı meydana gelebilir. Bununla beraber, periodontal hastalık hiç bir bulgu vermeden de ileri safhalara ulaşabilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla diş hekimine gitmek son derece önemlidir.

Dişeti hastalıklarının tedavisi
Dişeti hastalıklarının tedavisi, dişler üzerindeki eklentilerin (plak ve diştaşı) uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını kapsar. Bu işlem dişetinde iltihaba neden olan bakteri ve irritanların uzaklaştırılmasını sağlar. Genellikle bu tedavi, dişetinin tekrar dişe adaptasyonu veya dişetinin büzülerek cebin elimine olması için yeterlidir. Dişeti hastalığının erken döneminde vakaların çoğunluğunda, diştaşı temizliği, plağın uzaklaştırılması ve düzgün bir kök yüzeyinin sağlanmasını takiben günlük etkin ağız bakımı başarılı bir tedavi için yeterlidir. Daha ilerlemiş vakalar cerrahi tedaviyi gerektirebilir. Bu tedavinin amacı dişleri çevreleyen derin periodontal ceplerdeki diştaşlarını temizlemek, cebin büzülerek eleminasyonunu ve düzgün bir kök yüzeyini sağlamak ve daha kolay temizlenebilir bir dişeti formu oluşturmaktır.

Dişeti hastalıklarında düzenli kontrol şart
Periodontal tedavi sonrası hastaların düzenli olarak diş hekimi tarafından muayene edilmesi, plak kontrolü ve yeni diştaşı birikimlerinin ortamdan uzaklaştırılması gereklidir. Fakat unutmamak gerekir ki; periodontal tedavi ile elde edilenlerin sürdürülmesi için hiçbir işlem kişinin günlük ağız bakımı işlemlerini etkin bir şekilde uygulamasından daha yararlı olamaz.

İmplantoloji
İmplantlar diş eksikliklerini tamamlamak için çene kemiğine yerleştirilen küçük titanyum parçalardır. Bu parçalar doğal diş köklerinin vazifesini görürler. Çene kemiğine basit bir cerrahi işlemle yerleştirilirler. Titanyum doku dostu olduğundan kemik yerleştirilen implantı sarar ve yapılacak dişler için sağlam bir temel oluşturur. Ölçü ve prova aşamalarından sonra yeni dişler kullanıma hazırlanır ve doğal dişleriniz zarar görmeden diş eksiklikleriniz giderilir.

İmplantla olağanüstü başarı
Diş eksikliğinde oluşan kemik kayıplarını önlediği için implantlar yüz şeklini de muhafaza etmiş olur. İmplantlar genellikle iki aşamada yerleştirilirler. İlk aşamada implant çene kemiğinize yerleştirilir. Bunu takip eden 2-4 ayda implantın çene kemiği ile uyumu beklenir. İmplantlar çene kemiğinize sabitlendiği zaman ikinci aşamaya geçilir. İmplantların üstleri açılır ve daimi protezlerinize destek olacak küçük metal parçalar implantlara takılır. Protezleriniz bunların üzerine yerleştirildiğinde son derece doğal görüneceklerdir. Bu yöntem ile diğer doğal dişlerinize zarar gelmemekte, yalnızca eksik dişlerin yeri doldurulmaktadır. İmplantlar geleneksel köprü ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlarken, yüzünüzde doğal bir görünümü de beraberinde getirir. Doğru teşhis, yeterli bilgi, tecrübe ve ekipmanla uygulandığında diş implantı, hasta ve hekim açısından olağanüstü başarılı sonuçlar verebilen bir tedavi şeklidir.

Dolgu
Ağızdaki bakterilerden ve bunların yapışkan salgısı dextrandan oluşan bakteri plağı, şekerli ve unlu yiyeceklerin ağızda kalan artıklarından asit oluşturur. Bu asitler, dişlerin mineral dokusunu çözerek dişin minesinin bozulmasına ve sonuçta da diş çürüğünün başlamasına neden olur. Diş çürüğünün ilk belirtisi diş yüzeyinde oluşturduğu beyaz bir lekedir. Bu aşamada çürük durdurulabilir ve geri dönebilir. Beyaz leke, minenin hangi bölgesinde mineral kaybı olduğunu gösterir. Bir süre sonra mineral kaybı bir delik açacak kadar büyür. Bu kayıp devam ederse dişin yumuşak iç kısımları da etkilenir ve yıkıcı işlem hızlanır. Tedavi en iyi ihtimalle büyük bir dolgu olacaktır.

Dolgu Çeşitleri
Kompozit Dolgular: Kompozit dolgular çürük, kırık ve estetik amaçlı olarak kullanılan diş rengindeki dolgulardır. Bu dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Estetik ve ekonomiktirler. Bonding denen özel bir yapıştırıcı ile dişe tutunabildiklerinden dişte gereksiz madde kaybına neden olmazlar. Sertleşme esnasında çok küçük de olsa bir büzülme olabileceğinden ömürleri porselen dolgular kadar uzun değildir. Kompozit dolgular sigara, çay, kahve, kola, soya gibi boyayıcı ajan içeren maddelerin kullanımına bağlı olarak renk değiştirebilirler.

Porselen Dolgular (Inlay / Onlay Dolgular): Porselen dolgular laboratuarda hazırlanan üstün estetik ve dayanıklılığa sahip dolgulardır. Kompozit dolgulara göre, uygulandıkları diş ve komşu dişler ile çok daha uyumludur. Bu, dolgunun ağız dışında laboratuar ortamında hazırlanma özelliğinden kaynaklanır. Dişin kırık, çürük veya eski dolgulu kısmı uzaklaştırıldıktan sonra kalan sağlam bölümün ölçüsü alınarak laboratuara yollanır. Laboratuar ortamında, hassas bir teknoloji ile hazırlanan model, özel IPS makinesine alınarak mükemmel estetik ve fonksiyona sahip dolgular elde edilir.

Diş kaybı olmadan dolgu yöntemi: IPS
IPS porselen (Leucide reinforced pressable porcelain) dolgular, dünyada mevcut ağız içi restorasyon materyalleri arasında diş dokusuna en uygun malzemedir. Bu porselen dolgunun hazırlanmasında en ileri teknoloji kullanılır.

IPS dolgu yönteminde ağızdaki sağlıklı diş dokusuna dokunulmaz. Minimum madde kaybı ile maksimum tutuculuk sağlanır. Sıkıştırılmış özel bir porselenden olduklarından ve ağızda sertleştirilmediklerinden kenar sızıntısı minimumdur (Bu, dolgu altı çürükleri ve dolgunun düşmesini engeller)

Ayrıca bu porselenler dişin sertliğine en yakın ve dişeti ile en uyumlu malzemelerdir. Sertliği dişin mine dokusuna çok yakın olduğu için diğer porselenler gibi dişleri aşındırmaz, kompozit dolgular gibi de aşınmaz. Özellikle büyük madde kayıplarında, kompozit dolgu veya kuron(kaplama) yerine tercih edilmelidir.

Kanal Tedavisi
Kanal tedavisi dişin pulpasının temizlenerek ağrıya sebep olan sinirlerin ortadan kaldırılmasıdır. Çekim daha ucuz bir tedavi yöntemi olmasına rağmen, sağlam bir dişin kaybı, doldurulması zor bir boşluk oluşturmaktadır, bu boşluk köprü protez ya da implant uygulaması ile daha masraflı ve zor bir tedavi olmaktadır.

Kanal tedavisinde Amaç:
Kanal tedavisinin amacı, çürükler dolayısıyla kaybedilebilecek kötü durumdaki dişlerin, problemli kısımlarının temizlenerek, uzun süre daha ağızda kalmasını sağlamak, diş kayıpları dolayısıyla oluşabilecek hem maddi hem de manevi açıdan sizleri zorlayacak daha ileri tedavilerin önüne geçmektir. Ağızda kanal tedavisi yapılarak kalan diş, o bölgede çiğnemeye yardım etmeye devam edecek, bu şekilde yine o bölgedeki kemiğin aktif halde kalmasıyla beraber çene kemiklerindeki erimeyi de önleyecektir.

Kanal tedavisi yapılmazsa ne olur?
Derin çürük ve çatlak dolayısıyla pulpanın kendini iyileştiremeyeceği durumlarda diş canlılığını kaybeder, enfeksiyon bütün dişe yayılabilir. Kanal tedavisi yapılmazsa enfeksiyon kök ucundaki dokulara kadar ulaşabilir. Dişi çevreleyen çene kemiği de iltihaplanarak aşınır. Meydana gelen bu boşlukta apse oluşur. Bu tabloya ağrı ve şişlik de eşlik eder ve diş kısa zamanda kaybedilir.

Kanal tedavisi nasıl uygulanır?
Tedavi, dişin durumuna göre 1-3 seans arasında sürebilir. Tedavi sırasında, diş hekimi hastalıklı pulpayı çıkarır, kök kanallarını dezenfekte eder, genişletir, şekillendirir ve son olarak da sıkıca doldurup örtüleme sağlar. Bazı durumlarda, pulpa odasına ve kök kanallarına bakterileri yok etmek amacıyla ilaç da konulabilir. Ağır enfeksiyon vakalarında, diş hekimi ağızdan da ilaç alınmasını önerebilir.

Ağız-Diş-Çene Hastalıkları ve Cerrahisi
Diş polikliniğimizde uyguladığımız ağız diş çene cerrahisi girişimleri şunlardır:

Ortognatik Cerrahi:

Alt ve üst çenenin karşılaşmadığı, doğru biçimde kapanmadığı durumlarda uygulanan bir işlemdir. Dişlerinizin pozisyonları ortodonti ile düzeltilir ve cerrahi olarak çeneler normal ilişkilerine getirilir. Estetik görünüm kadar, dişlerin de işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmesi açısından çok önemli bir uygulamadır.

Gömük Yirmi Yaş Dişleri:

Yetişkin bir kişinin ağzında toplam 32 diş bulunur. Bu dişlerin her biri ayrı bir görev üstlenir. Ağzın ön tarafında bulunan dişler (kesiciler, köpek dişleri, küçük azılar) yiyeceği kesmeye ve parçalamaya yararlarken; arkadaki dişler (büyük azılar) yiyecekleri öğüterek kolayca yutulabilmelerini sağlarlar. Ancak birçok kez ağzımız ancak 28 dişin sığabileceği kadar büyüktür ve geriye kalan 4 adet 3. büyük azı dişimiz(akıl dişi veya 20 yaş dişi olarak da bilinirler) genellikle bizlere çeşitli sorunlar çıkartır.

Gömük 20 yaş dişindeki tehlike

Bu dişler düzgün biçimde sürdükleri zaman, diş eti de sağlıklıysa, ağızda kalabilirler. Ne yazık ki bu her zaman olmaz. Diş etini tam açamayarak yamuk sürerler. Bazen tamamen diş etinin altında gömük kalırlar. Çene kemiği içinde kalmış olan bir yirmi yaş dişi çeşitli şekillerde pozisyon değiştirerek sürebileceği bir yer arar ama bulamaz. Diş tam olarak süremediği zaman, çevresindeki yarı açılmış dişetine bakteriler kolayca yerleşirler ve iltihaplanma başlar. Yamuk sürdüğü durumlarda diğer dişlere baskı uygular ve düzgün bir diş dizisini bozabilir. Çıkabilecek en önemli sorun gömük yirmi yaş dişinin çevresinde oluşacak kist ve tümör nedeni ile çene kemiğinin erimesidir.

20 yaş dişine uygun tedavi

Tüm bu sorunlar dişin çıkartılması ile tedavi edilmiş olur. Yirmi yaş dişlerinin erken dönemlerde çıkartılması gelecekte doğabilecek sorunları engellemek anlamında tavsiye ettiğimiz bir uygulamadır.

Yüz Travmaları

Yüz yaralanmaları hastalar için fiziksel ve ruhsal travmalardır. Yüz yaralanmalarının çeşitli sebepleri olabilir: Motorlu araç kazaları, spor yaralanmaları, iş kazaları vb. Bu yaralanmalar sonucunda dişlerin yerlerinden çıkmasından, ağız içi ve dışı kesilere; basit kemik kırıklarından komplike çene kırıklarına kadar bir çok durum gelişebilir. Memorial Sağlık Grubu Hastaneleri Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri’nde uzman hekimlerin müdahaleleri ile tüm tedaviler yapılmaktadır.

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
BU RESMİ SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ