Arınç, hem yargı süreçleri hem de Türkiye’nin siyasi atmosferine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu yargılanmasına karşı olduğunu belirten Bülent Arınç, “Tutukluluk bir tedbirdir, cezaya dönüşmemelidir” dedi. Yargının verdiği kararların telafisinin zor olduğunu söyleyen Arınç, “Öyle muğlak ifadelerle insanları tutukluyoruz ki, sonradan pişmanlık fayda etmiyor” ifadelerini kullandı. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararların büyük bölümünün adil yargılama hakkı ihlali gerekçesiyle alındığını hatırlatan Arınç, toplumda yargıya olan güvenin azaldığını ifade etti. “İsnatlar dikkatle yapılmalı, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesi gözetilmelidir” dedi. Yerel seçimlerin ardından CHP’nin birinci parti çıkmasının ardından AK Parti’nin mevcut durumunu da değerlendiren Arınç, AK Parti’nin yeniden yüzde 50 bandına ulaşmasının mümkün olduğunu ancak mevcut şartlarda bunun oldukça zor göründüğünü söyledi. Partisinin bu hedefe ulaşabilmesi için 2001 ruhuna dönmesi gerektiğini ifade eden Arınç, yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele vurgusu yaptı. Arınç, “hain”, “terörist” gibi ifadelerin siyasette sıkça kullanılmasının anlamını yitirmesine yol açtığını belirterek, “Her kesim hakkında bu sözler söylenince ağırlığı kalmıyor” dedi. Adaletin toplumsal barışın temeli olduğunu söyleyen Arınç, “Adalet olmazsa hiçbir şey olmaz. Bugün ekmekten, sudan bile önemlidir. Çünkü adaletsizlik ekonomik krizleri de doğurur” dedi. Kul hakkına dikkat çeken Arınç, her adımın bilinçle atılması gerektiğini söyledi. Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmede bulunan Arınç, geçmişte süreçte aktif yer aldığını ve bugün de desteklediğini ifade etti. “Bu işi bitirmek boynumuzun borcu” diyen Arınç, DEM Parti çevresindeki iyimser beklentilerin kendisini de etkilediğini, bu nedenle umutlu olduğunu belirtti. Terörle mücadele konusuna da değinen Arınç, güvenlik odaklı politikaların tek başına yeterli olmadığını belirterek, “Biz teröristle mücadele ediyoruz, terörle değil” dedi. Terörün nedenlerinin analiz edilmeden yalnızca askeri yöntemlerle kalıcı çözüm sağlanamayacağını vurguladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına atıfta bulunan Arınç, “Umut hakkı sadece Öcalan için değil, aynı durumda olan herkes için geçerli. Umut, insanın yaşamasını sağlayan en temel duygudur” ifadelerini kullandı.