FLAŞ HABER:
Ana Sayfa 4.05.2025 201 Görüntüleme

Kimse beni sevmedi eşim bile

2 / 2

Gözlerimi açtığımda hiç beklemediğim bir manzara gördüm. Şehrin gürültüsünden, insanların yargılayan bakışlarından uzak, doğayla iç içe, yemyeşil bir alandaydık. Kuş sesleri vardı, hafif bir rüzgar esiyordu, ve güneş ışığı yaprakların arasından süzülüyordu. “Burası benim kaçış yerim,” dedi o kişi, “sadece nefes almak için gelirim buraya… şimdi senin de böyle bir yere ihtiyacın var.” O an ilk defa içimde biraz olsun bir rahatlama hissettim. Sanki içimde bir düğüm çözülüyordu. Sessizce oturduk birlikte. Konuşmadık bile. Ama o sessizlik, bana duyulmadığım bunca zamanın acısını yavaş yavaş hafifletmeye başladı. Bana dönüp, “Seninle konuşmak istiyorum, ama önce sadece burada biraz kalalım, olur mu?” dedi. O an fark ettim; birinin beni anlamaya çalışması, yargılamadan sadece yanımda olması bile ne kadar değerliymiş.

O gün orada, doğanın ortasında, hiçbir şey söylemeden sadece oturduk. İçimdeki fırtınalar dinmese de, en azından ilk kez biri “yanındayım” demişti. Uzun zamandır kimse gerçekten yanımda olmamıştı. Ne eşim, ne ailem, ne arkadaşlarım… Sanki herkes benden bir şey bekliyor ama kimse ne hissettiğimi, neye ihtiyaç duyduğumu sormuyordu. O kişi – adını bile hatırlamakta zorlanıyordum çünkü yıllar olmuştu – gözlerimin içine baktı ve şöyle dedi: “Bazen insanın hayatında, hiç beklemediği bir anda, hiç beklemediği biri gelir ve sadece elini tutar. Bu kimseye zarar vermek için değildir. Bu, senin yeniden kendini hatırlaman içindir.” O sözler beni o kadar derinden sarstı ki, birden gözlerim doldu. Uzun zamandır ağlayamamıştım bile. İçimde biriken tüm duygular orada, o anda döküldü. Saatlerce konuşmadan sadece ağladım. O ise hiç konuşmadan yanımda kaldı. Ne sorguladı, ne yargıladı.

O gün bana kimsenin yapmadığı bir iyilik yaptı: beni dinledi. O günden sonra hayatım değişmedi belki hemen. Eve döndüm yine, eşimin ilgisizliğiyle, ailemin duyarsızlığıyla karşılaştım. Ama bir fark vardı: Artık ben kendimi görmeye başlamıştım. O doğada geçen bir saat, bana kim olduğumu, ne kadar yorulduğumu, aslında ne kadar güçlü olduğumu hatırlatmıştı. Artık her gün kendime küçük bir zaman ayırmaya başladım. Geceleri herkesten sonra uyanık kalıp günlüğüme yazdım. Aynada kendime bakıp “sen değerlisin” dedim. Belki küçük adımlardı ama bana aitlerdi.

O kişiyle arkadaş kaldık. Ama hayatımda yeni bir bağ kurmaktan ziyade, onunla kurduğum şey aslında kendimle yeniden kurduğum bağdı. Aylar sonra bir gün, eşim yine beni yok sayarken, ben ona artık sessiz kalmadım. Ağlamadan, bağırmadan ama kendimden emin şekilde konuştum: “Ben yıllardır seni memnun etmek için çabaladım. Ama fark ettim ki, ben bunu yaparken kendimi yok ettim. Artık yok olmak istemiyorum. Hayatta herkesin sevgiye, saygıya, ilgiye hakkı var. Ben de buna layığım.” O şaşırdı. Çünkü beni hiç böyle görmemişti. Alıştığı şey itaat eden, sessiz kalan, hep veren bir kadındı. Ama şimdi karşısında dimdik duran bir kadın vardı.

O an belki ilk kez beni gerçekten fark etti. Ama fark etse de etmeseydi de önemli olan artık benim kendimi fark etmemdi. Zamanla eşim değişmeye çalıştı. Belki biraz geç oldu, belki hâlâ eksikti. Ama ben artık hayatımı sadece birinin gözünde iyi görünmek için yaşamamaya kararlıydım. Kendimi sevdikçe, çevrem de buna göre şekillenmeye başladı. Ve yıllar sonra bir gün, o doğada oturduğumuz yere tek başıma tekrar gittim. Aynı ağacın altına oturdum. Elime günlüğümü aldım ve şunu yazdım: “Bir zamanlar sadece sevilmek istiyordum. Şimdi, kendimi sevmenin ne kadar kıymetli olduğunu öğrendim. Artık beni görmeyenlerden değil, beni anlayanlardan yanayım. Ama en önemlisi, ben kendimden yanayım.”

Aynı ağacın altında otururken göl kenarına doğru yürüdüm. Suya baktım… Dalgalar hafifçe kıyıya vuruyordu. Yüzeyde kendi yansımamı gördüm. O yansıma bir zamanlar kaybolmuş, yorulmuş, sevgiyi hak etmediğini sanan bir kadına aitti. Ama artık karşımdaki kadın güçlüydü. Gözlerinde hüzün hâlâ vardı belki, ama artık korkudan değil; yaşanmışlıklardan gelen bir bilgelikti o. Hayatımda ilk kez kendi yansımamla barışmıştım. Zamanla çevrem değişti. İçimdeki ışığı fark eden insanlar girmeye başladı hayatıma. Eski arkadaşlar yavaş yavaş uzaklaştı, çünkü ben artık susan, hep veren biri değildim. Kendi sınırlarımı çizmiştim. Bu herkese iyi gelmedi, ama bana iyi geldi.

Bir gün kadınlara özel bir etkinliğe davet edildim. Konusu “Kendini Yeniden İnşa Etmek”ti. Başta gitmek istemedim. Ne anlatacağım ki, dedim. Ama sonra içimden bir ses “Senin hikâyen belki birine ışık olur” dedi. Etkinlikte mikrofona geçtim, elim titriyordu. Ama sonra gözüm bir kadına takıldı. Gözleri benim eski halim gibi doluydu. İşte o an konuşmaya başladım. “Ben bir zamanlar sadece sevilmek isteyen bir kadındım. Birinin ilgisi, birinin bakışı için kendimi yavaş yavaş silmişim. Ama en sonunda, bir sessizlikte, bir doğa köşesinde yeniden kendime rastladım. O günden beri şunu öğrendim: Kendimizi sevmeden, kimse bizi tam anlamıyla sevemez. Değerimizi önce biz bilmeliyiz.” Konuşmamdan sonra birçok kadın yanıma geldi. Kimisi sarıldı, kimisi ağladı. “Benim de hikâyem seninki gibi” diyenler oldu. İşte o gün, yaşadığım her şeyin boşuna olmadığını anladım. Ben sadece kendimi iyileştirmemiştim, başkalarına da umut olmuştum. O ilk beni doğaya götüren kişiyle hâlâ arada görüşüyorduk.

Beni o gün susturmadan dinleyen, o günde sadece yanında olmam yeten kişiye şöyle dedim bir gün: “Sen beni kurtarmadın. Ama bana kendi kurtuluşumu hatırlattın. Asıl kahraman yine benmişim. Teşekkür ederim, aynayı tuttuğun için.”

Hikâyenin Sonu Değil Bu bir son değil, yeni bir başlangıcın öyküsüydü. Çünkü her kadın, içinde yeniden ayağa kalkacak güce sahiptir. Belki düşer, belki ağlar, belki kimse onu anlamaz ama… bir gün kendi sesini duyar ve o sesle yeniden doğar. Sen de o kadının birisin. Çünkü bu satırları okuyorsan, içinde hâlâ bir şeyler için umut taşıyorsun. Ve bu umut, en güzel yolculukların kapısını…. Okuyan herkese teşekkür ederim… Alıntıdır..

Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.

1 / 2

Setur trivagoo bursa kis trivago tatil uludag bungalov palandoken kar kis otel hotel 0331

Tema Tasarım | Osgaka.com